Beklenmedik ‘’ panik ataklar/nöbetler’’ ile seyreden bir anksiyete (kaygı/bunaltı) bozukluğudur. Panik atak aniden başlar ve hızla şiddetlenerek dakikalar içinde doruk noktasına ulaşır. Panik atak; çoğunlukla şiddetli bir tehlike hissi veya sonunun geldiği düşüncesinin ve fiziksel belirtilerin eşlik ettiği belli bir başlangıcı ve sonu olan (genellikle 20 dakika-6 saat) yoğun bir korku/ sıkıntı nöbetidir.
Çarpıntı, nefes darlığı, göğüste sıkışma, baş dönmesi, titreme, bulantı, karıncalanma, kan basıncında yükselme, terleme gibi fiziksel belirtilerin bazıları eşlik eder ve bu yüzden genellikle hastalar psikiyatri polikliniklerinden önce başka polikliniklere başvururlar.
Panik bozuklukta hastalar bir sonraki panik nöbetin ne zaman olacağı konusunda yoğun bir endişeli beklenti içine girerler ve bazı ortam ve durumlardan kaçınırlar. Bu durum hastanın günlük yaşamını, sosyal ilişkilerini, iş başarısını ve diğer birçok alanda işlevselliğini olumsuz etkiler; genellikle ‘’ gürültülü’’ bir klinik seyir gösterir ve bu durum hasta yakınlarını da olumsuz etkiler.
Genellikle erken yaşlarda başlar. Depresyon ve diğer ruhsal bozuklukların birlikte görülme oranı yüksektir. Farmakoterapi (ilaç tedavisi) ile eş zamanlı psikoterapi önerilmektedir. Birçok referans kaynakta yaygın anksiyete bozuklukları, fobik bozukluklar ve panik bozukluklarda bilişsel-davranışçı terapinin (BDT) diğer terapilerden daha etkili olduğunun kanıtlandığı belirtilmektedir. Diğer terapi seçenekleri arasında destekleyici psikoterapi, analitik psikoterapi ve EMDR bulunmaktadır.