Kişide günlük olağan durumlar konusunda orantısız bir biçimde, yoğun şiddette ve uzun sürede anksiyete (kaygı/bunaltı) hakimdir. Anksiyete belirgin bir sıkıntı-zorlanma oluşturur ve kişi bunu kontrol etmekte zorlanır. Günlük aktiviteler olumsuz etkilenir ve kişinin hayatındaki bu durum gözlemlenebilir. Kaygı sıklıkla konsantrasyonu ve performansı bozar.

Kaygıya ek olarak çeşitli titreme, sarsıntı, sırt ve omuz ağrısı, gerilim başağrısı, göğüste daralma, huzursuzluk, irkilme, sinirlilik, uykusuzluk, kolay yorulma, ağız kuruluğu, terleme, sık idrara çıkma, yutma güçlüğü, bulantı ve ishal gibi bilişsel ve bedensel belirtiler görülür.

Temel sağlık hizmetine başvuranlar arasında en yayın görülen anksiyete (kaygı/bunaltı) bozukluğudur. Hastaların yaklaşık olarak üçte ikisine yakın bir oranda depresyon ek tanısı olduğu tahmin edilmektedir. Hastaların üçte birinden fazlasında mesleki işlevsellikte bozulma olduğu belirtilmektedir.

Yaygın anksiyete bozukluğunda başka ruhsal sıkıntıların bulunma oranının %90’ın üzerinde olduğunu bildiren kaynaklar mevcuttur; fobiler, panik nöbetleri, depresyon, obsesif-kompulsif bozukluk, kronik alkolizm, ilaç bağımlılığı sıklıkla birlikte bulunabilir.

Kronikleşme ve alevlenme olasılığı bulunan yayın anksiyete bozukluğu tedavisinde farmakoterapi (ilaç tedavisi) ve psikoterapi eş zamanlı olarak uygulanabileceği gibi hasta özelinde ayrı ayrı da uygulanabilir.

Birçok referans kaynakta yaygın anksiyete bozuklukları, fobik bozukluklar ve panik bozukluklarda bilişsel-davranışçı terapinin (BDT) diğer terapilerden daha etkili olduğunun kanıtlandığı belirtilmektedir. Diğer terapi seçenekleri arasında destekleyici psikoterapi, analitik psikoterapi ve EMDR bulunmaktadır.